1 Ocak 2017 Pazar

Bir açılma hikayesi daha

İki kız arkadaşıma daha biseksüel olduğumu açıkladım. Aslında eşcinsell mi gay mi bisex mi desem o an bilemedim kendimi şu an bisex olarak tanımlıyorum belki de gayim buna karar veremiyorum şimdi.
Bana çok destek çıkan maddi manevi konularda bir arkadaşım. Ailesini de tanıyorum. Artık ona yalan söylemek istemediğime karar verdim. Ve saklanmaktan bıktım artık sürekli konuştuğum samimi insanların arasında bile saklanmaktan, tüm hayatımın yalan üzerine kurulu olmasından bıktım. Kardeşide yanındaydı ki onu da seviyorum. Ben biseksüelim dedim. Kardesi bunu tahmin ettiğini söyledi. Zaten bu konularda bilgi sahibi olduğu için arkadasım uzun uzadıya anlatmak zorunda kalmadım
Olabilir çok normal bi şey dedi. neden açıkladığımı anlattım. Bir şeyler sordular konuştuk. moralim bozuk olduğunda bin bir türlü yalan söylemek zorunda kalmıyorum. Sevgilimle kavga ettim diyorum mesela.
Korkuyorum bi yandan da. benim eşcinsel olmak hiç sıkıntı çıkarmadı açıldığımda. dayak yemedim, hakarete uğramadım, ötekileşmedim. Şakalar yaptım bununla ilgili güldük. Benim de başıma gelecek mi diye korkuyorum bazen yeter başka kimseye söyleme diyorum. Ama korkup bir deliğe girmicem asla. Öylesine özgür hissettim ki. Ben gayim. Sen heteroseksüel. O trans. Saçmalık bunlar hep. Ben insan o insan sen insan. Ben mehmeti sevdim. bu da saçma. Ben bir insanı sevdim.
Kendim için daha fazla şey yapacağım kaçmayacağım korkmayacığım. Evet benim sevgilim var ve o şanslı bir kız değil o bir erkek diyeceğim. Ayrıca gay lafını da seviyorum. Gay olmayı seviyorum..

27 Ağustos 2016 Cumartesi

Bir gece ve üç ay sonra

Bir kadeh, iki kadeh, üç kadeh derken iki şişe şarabın dibini gördük. Ben zaten hemen sarhoş olurum, o ise bana bir şey olmaz dediği halde benden daha sarhoştu. Birisi görecek korkusu olmadan öptüm onu, kokladım. Bunca şeyin arasında, bunca derdin tasanın ve bunca insan arasında onu bulmamın ne kadar büyük bir mucize olduğunu söyledim. Sarıldım, öptü. O gün ona onu sevdiğimi söylemek istedim. Ama söyleyemedim.Korktum. Acele etmek istemedim ya o sırf mecbur hissettiği için seni seviyorum derse diye. Ya aşkı hesap kitap yaparak yaşayanlardansa. Söylemedim. O söyledi. Seni seviyorum dedi. Yüreğimin ortasında çiçekler açtı. Yolun sonunda ki ışığa inandım. Ben "seni seviyorum"ları ciddiye alan biriyim. eğer seni seviyorum dersem ömrümü ömrüne adarım. Onunla her şeye hazır olduğumda söylerim. Laf olsun diye değil hayatımız anlamlı olsun diye söylerim. Ve o söylediğinde söylemek için söylemiş olmadığını hissettim. Gerçi şimdi buna inanmak biraz zor. Ama bunun ne kadar büyük bir şey olduğunun farkındasın değil mi diye sordu. Belli ki de o da benim kadar değer veriyordu bu kelimelere. Ben artık o kadar da değer vermiyorum. Artık değersizleşti.
Sarhoşluktan mı diye düşünmüştüm bir kaç gün ama bu düşüncemi  haksız çıkaracak şeyler oldu. Ben ona hepten inandım. Beni seviyordu.
O gece bir şey oldu ona göre yanlış bana göre ise tamamen zararsız bir şey. Sarhoşluktan bu kadar abartmış olabilir, ya da o an sarhoş olduğu için içinde ki duygular durumu kullanarak dışarı çıktı. Ne olduğunu söylemeyeyim ama bir benzetme yapayım. Ben balkonun kenarındayım demir korkuluklara değmeyecek kadar yakınım ama o aşağı sallanıyor muşum gibi tepki gösterdi. Sonra ne yapıyorsun sen diye bağırdı yüzüme. Ya sana bi şey olursa bu saatten sonra sensiz ne yaparım ben hiç düşünmüyor musun diye. Öyle bir bağırışı var dı ki sanki intiharın eşiğinden döndürmüştü beni...

Bi kaç ay sonra ayrıldık. Sadece o gece yaşananları düşünüyorum. Nasıl neden diye kendimi yiyip bitiriyorum. Bunları söyleyen adam nasıl yüzünü çevirdi bana. Bensiz yaşamaktan ölesiye korkarken nasıl haftalardır hiç halimi hatırımı sormaz. Nasıl kabul eder bu ayrılığı. Hayır sadece sarhoş olduğu için söylenmedi onlar. Sadece içindekiler dışarı çıktı alkolü kullanarak. Ama nasıl oldu da bu hale geldi. Sandım ki dayanamayız ayrılığa. Ama eğleniyor şimdi.Sokağa adım atacak gücü bile bulamazken ben, sen  nasıl eğleniyorsun diye boğazına yapışmak istiyorum.

14 Ağustos 2016 Pazar

Yaşayamıyorum

Bir sigara yaktım karanlıkta. Yatağımın üzerinde bardak telefon sigara kül tablası kulaklık şarj aleti var. Sandalyemin üzerinde 3 parça kıyafet çantam, masamın üzerinde ise sayamayacağım kadar şey var. İlaçlar gözlükler kağıtlar defterler traş makinesi çakmak gazı gibi bi sürü ıvır zıvır. Aklım o kadar dağınık ki etrafımı toparlamaya isteğim yok. Bi şeyler anlatmak istiyorum ne anlatacağımı bilmiyorum. Yazıyorum öylesine. Okula her gün gidemeyecek olmanın üzüntüsü yüreğim dağlıyor. çalışmak zorundayım. Az paraya hemen hemen her gün. Bunun yerine her gün okula gitmek ve ders çalışmak istiyorum Yüksek lisans için sınavlara hazırlanmak ortalamamı yükseltmek istiyorum. Daha sonra yüksek lisansa başlamak hocanın birinin asistanı olmak istiyorum. Öğrenmeye o kadar açım ki akademik kariyer rüya gibi. en güzel rüyam. Ben altıma araba cebimde toparla para her gün dışarda yemek yemek ya da ne bileyim değişik bir sürü kıyafet istemiyorum. sinemaya gitmek filan istemiyorum. Öğrenmek yükselmek daha derin analizler yapmak bilimin belki başka alanlarında çalışmalar yapmak istiyorum. Ama çalışmak zorundayım. Kimse cebime para katmaycak okula bile gidemeyecem. Çok mu şey istiyorum. Para bu kadar mı öldürür insanın geleceğini heveslerini umutlarını. Evet öldürüyormuş arkadaşlar. Umarım siz böyle parça parça ölmek zorunda kalmazsınız. Ama kalıyoruz işte. Ve bu benim çok canımı acıtıyor. Başka bir iş bulamayıp oraya mecbur kalmak öylesine canımı acıtıyor ki. Kahroluyorum.

Dayan hem çalış hem sınava hazırlan hem ders çalış diyorum kendime yapabilirim diyorum. Vazgeçmedim. Nasıl zor olabileceğini düşündükçe içim kırılıyor. Başarısızlık korkusu iliklerime kadar işliyor. En iyisini yapabilecekken zorla ucu ucuna yeterli olacak olmam gururuma dokunuyor.
İnciniyorum. Güçsüzleşiyorum. Hayatıma devam etmek insan üstü bir iş haline geliyor. Ağır aksak yaşıyorum. Bazen yaşayamıyorum.

İnsanlıktan çıkışım

Okurken dinlemek isterseniz diye bir şarkı.

Kendimle bile konuşamıyorum eskisi kadar. Konuşur dururdum eskiden kafamın içinde dinlerdim kendimi rahatlardım biraz. Ya da hissettiklerimi anlatamayacak duruma geldiğimde duygularımı daha yoğun yaşayıp anlamaya çalışırdım. Şimdi hiç biri yok. Ne hissettiğimi bile bilmiyorum ki.
 Sevgilimden ayrıldım. Sorun sende değil bende klişesini ikinci kez yaşadım. Güzel değildi tekrarlanmasın. Bende kendimi kelimenin tam anlamıyla ibneliğe vurdum. Eski sevgililerime yazdım onlarla buluştum. Sandım ki tekrar onu isterim ve hissedebileceğim bi duygu olur. Olmadı. Hep bi pişmanlığım olurdu eskiler için ve bu yüzden onları özlerdim. Artık özlemiyorum. Sadece nasıl kaybettiğime şaşırıyorum. Hep iyi insanları bulup nasıl da kaybetmişim. Evet benimde hatam vardı ama hayat elimden kesip almış o insanları.

Bir gün biriyle buluştum ertesi gün uzun zaman önce bir kere görüştüğüm birine yazdım ve onunla buluştum. Tekrar biriyle flörtleşmek istiyordum. Bi adamın kokusunu duyunca heyecanlanmak, ellerini sevmek ve hissetmek istiyordum. Buluştuk evine gittik hazırlanması için daha sonra bizde kal saat geç oldu dedi. Hayır dedim. Kendimce sebeplerden. Gecenin ilerleyen saatlerinde de kabul ettim. Eve gitmek istemiyordum. Öptüm onu. Hiç hesapta yoktu. Dedim ya ibnelik olsun. Tüm gece eski sevgilimi özledim daha çok özledim en sonunda özlemekten ciğerim kurudu yattım. Onunla bununla yatıp bunu bi maharetmiş gibi sandığım zamanlarda ki gibi hissetmiyordum.böyle olmaması gerekiyordu.

Öğleden sonra bir başka eski sevgilim yazdı. Daha önce de görüşürüz diye konuşmuştuk zaten. Onu görmek acıtacak mı diye merak ettim. Acıttı. Kalbimin ortasına okkalı bi kazık saplandı. Hayatın elimden kanat kanata aldığı biriydi o. Onunla birlikte bir parçamda kopmuştu. Neden bittiği önemli değil. Artık önemli değil. O raddede her cümle her ses canımı acıtıyordu. Savruluyordum ondan ona, oradan oraya. Sevgilisinden ayrılınca kendini sokaklara, başka bedenlere atan adam klişesini yaşıyordum. Evet bu gerçekten var arkadaslar umarım yaşamazsınız.

Eve gitmesi gerekiyordu acilen kalktık apar topar. Görüşürüz demedi o kadar hızlıydı ki bende kendimi otobüste onunla buldum. Zaten ona bakmak daha önce onu öptüğümü ve sevdiğimi düşünmek yeteri kadar zorken işten güçten konuşmak kazığı daha derine sokmuşken. Ne yapıyordum ben hala onun yanında. Hiç bir fikrim yok. Evindeydik. Yine o koridor yine mutfak yine onun odası. Birisi benimle ciddi oyun oynuyordu galiba. O ise kanka modunda. Ben kendimi boşluğa asılı kalmış hissediyordum. Bi yanım onu öpmek istiyordu ama ne olacaktı sonra. Kendi kendimin yeteri kadar canını yakmışken yeterdi bence. Asılı kaldığım boşlukta sallandım bi süre. Sonra çıktık.

Sinirliydim. Kızgındım. Hissetmiyordum. İçime katran dökülmüş ve kurumuş kadar kararmıştım. Soğuk ve karaydı. Tek başımaydım. hepsi bitmişti. Ali veli ahmet hepsi çıkmıştı hayatımdan. Artık özlemiyordum. Artık onları istemiyordum bile.Daha çok kızdım. Camları yumruklamak ve herkesin suratına bağırmak istiyordum. Ama yapamadım. Otobüsten indim ve bir sigara yaktım. Hayat ne güzel vermişti bana o güzellikleri o duyguları o insanları altın tabaklarda gümüş tepsilerde önüme sunmuştu. Sonra her birini tek tek aldı. Beraberinde benden de parçalar götürdü. İçimde hiç sevgi kalmadı. Sahip olduğum ne kaldı diye düşündüm yoktu. Hayatım son sürat uçurumdan yuvarlanırken duygularım tepede kalmıştı. Hızlıca uzaklaşıyordum onlardan.

Bunu da yaşamak gerekiyormuş demek diyerek vardım eve. Oturdum. İnsan gibi hissetmiyordum. Hala hissetmiyorum.

12 Ocak 2016 Salı

Galiba Ucubeyim

            İflah olmaz bir aşık mıyım yoksa ayran gönüllü mü. Yoksa aşk ucubesi mi.
            Dışarı da bi yerlerde yaşanmayı bekleyen aşklara inandım hep hala da inanıyorum. Ama her şeyi çok çabuk tükettiğim için mi yoksa sıramı mı saldım bilmiyorum sadece kahve sigara ve fast food ile aşk yaşıyorum bi süredir. Neredeyse 1 yılı dolduracaktık bay M. ile ama gözüme daha havalı gelen ayrıca daha seksi olan bay Ş. için onu terk ettim. 2 ay içinde bağlandım ve olması gerektiğinden daha hızlı ilerledi her şey. Daha sonra gitmesi gerekti. Ayrıntılar içinde boğulmak isterdim ama asıl mesele benim. Bay Ş. gittikten sonra ki yalnızlığımı başkalarıyla doldurmaya çalıştım. Zorla aşık olmaya çalıştıklarım oldu. Sonuç sıfırdı. Bay M. ye geri dönmek istedim ama belli ki bi değişim geçirmiş. Bana katlanıp beni her koşulda sevecek insanı elimin tersiyle itmiştim ve şimdi de o beni istemiyordu. Evet ona aşık değilim buna kendimi inandırmaya çalıştım ama değilim sadece sarılmak istediğim ve otobüste yaslanmak istediğim kişi o.
           Hayatım da kimse olmadan yapamıyorum. Daha önce de bunu biliyordum ama bu sefer daha farklı. Kendime vakit ayırıp okuluma katıldığım sertifika programlarına ve kurslara yoğunlaşmaya çalıştım ama yapamadım. Kötü geçen sınavlardan başka elimde bi şey kalmadı. Malum chat uygulamasından umudum yok değil ama görünen köy de kılavuz istemez. Kimse kusura bakmasın da beş para etmeyen profiller hepsi. Arada sırada tanımayı istediğim birileri olsa da sonuç yine sıfır.
Yeniden aşık olacak mıyım acaba. Sırf vakit geçsin diye değil de gerçekten merak ettiğim için birini arayıp soracak mıyım bilmiyorum. 22 yaş bunlar için çok değil en azından bunun farkındayım ve olacak mı yerine ne zaman olacak diye merak ediyorum daha çok.
            Canımı sıkan bir diğer konuda heteroseksüel insanların birbiriyle tanışması çok kolay iken eşcinseller için ne kadar sıkıntılı bi mesele olması. Heteroseksüeller en fazla reddedilir bi barda cafe de okulda kantin kuyruğunda fotokopi çektirirken sonsuz seçenek var biriyle tanışmak için. Mesela notlarımı kontrol ederken kızın biri geldi ve bu hangi dersten konuya girdi daha sonra onun mühendislik okuduğu matematiğinin kötü olduğu gibi sıradan şeyleri iki dakikalık kısa sohbette öğrenmiştim. Bir sonra ki adım kahve içmek ister misin bi ara diye sormaktı hetero olsaydım. En fazla reddedilecektim. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da gördüğüm kadarıyla gayet rahat bi şekilde birbirilerine yazabiliyorlardı.
Hetero erkek ve kız arkadaslarıma yazan eşcinseller de yok değildi ama bi elin parmaklarını geçmez. Ben asla böyle bir şey yapamam. Okulda adımın çıkması var olan dedikoduları iyice alevlendirir ve iyice çekilmez bi hal alır her şey. Sevdiğim az sayıda yerler varken birini kaybetmeyi göze alamam.
              Bazen de ayran gönüllü birisi olduğumu düşünüyorum elde birisi varken başkasına gitmek. Sanki bi süre sonra tadı kaçan şekerli sakız gibi oluyor ilişkiler. Ben yeni şekerli bi sakız istiyorum. Yeni bi aşk keşfedilecek yeni bi insan. Aşkı canlı tutmak bi yere kadar işe yarıyor ben bunu 6 ay ancak götürebildim. En son zombi gibi oldu canlı ama ölü kokuyordu. Bitti mi bitiyor bazı şeyler.
             Belki de ben aşk ucubesiydim. Benim de sorunum buydu. Her zaman canlı kalbimi yerinden sökecek heyecanın bağımlısı oldum. O yüzden sürekli birilerine aşık olmayı istiyorum ve konuşurken saman altından acaba bu insanı sevebilir miyim diye bi kırıntı arıyorum. Bulamayınca bam!! Araba çarpmışa dönüyorum.
                Günümüz ilişkilerinin bu kadar kalitesiz olmasının sebebi ben benim gibiler. Aşk ucubeleri, ayran gönüllüler, İflah olmaz aşıklar, duygusuz seksçiler... Şimdi de bundan yakınıyoruz.
                 Bu şehiri sanki tüketmişim gibi geliyor. Duraklarda ki ayrılıklarım, köşe başlarında buluşmalar, kahvecilerde ki kırgınlıklar, 2. kat laboratuvarının kokusu.. derken her yerde anılar var. Sanki yeni bi anıyı yaşayacak çok az yer kalmış.Ve bu yazıyı yazarken şunu dinliyorum. İçimde bambaşka bi şehre taşınıp hiç görmediğim hiç bilmediğim sokaklarda birine aşık olmak bütün  gün onu düşünmek istiyorum. Yeni bir arkadaşlık edinip onunla çok ortak noktamız olmasını her yere beraber gitmeyi istiyorum. Hayatımdan öylesine sıkıldım ki bazen sadece bu hayattan kurtulamk için çalışıyorum.
             Uzun zamandan sonra yazmak iyi geldi. Neden bu kadar ara verdim ki. Taslaklarım da bitirilmemiş bi kaç yazı daha var onları da bitirmeye heveslendim şu an.
Belki de aşk bu yazı yazdıktan sonra gelecek olan yorumdadır. Tabi bu anlattıklarıma rağmen birinin beni istemesi ne kadar sağlıklı olur bilemiyorum. :))

12 Eylül 2015 Cumartesi

bütün yaz tembellikle ağlamakla boş vakit gecirmekle geçti. iş aradım bulmadım bi ara buldum girdim ve cıktım çıkmak için gerekçelerim var ve herkes onayladı ailem hariç. diğer yerler geri dönüş bile yapmadı. geceleri uyanık kalmak gündüzleri yatmak mahfetti beni ama vazgeçmedim çünkü kendime zarar vermeyi seviyorum.
o kadar zaman sonra yazmamın sebebi ise çok sık "baban gibisin, babana benziyorsun" vs vs laflarını duymamın verdiği rahatsızlık üzüntü sonrası artık bunlara alışmış olmam. ben babası yüzünden parçalanmış bi ailenin çocukluğundan sadece dayak ve hüzün hatıraları olanlardanım.  eğitimine ve kültürüne rağmen şu an çöpçülük yapan her haltı yemiş uyuşturucu en basiti kalan bi babası olunca insanın babana benziyorsun lafı koyuyor haliyle. koyuyordu.
artık kabullendim. isterdim ki fiziksel olarak benzeyim uzun boylu yapılı yakışıklı babam gibi olayım. ama değildim kendime zarar veriyorum ve etrafımdakilere çalışmak bi işe girmek istiyorum babamın aksine ama her şey istediğim gibi olsun istiyorum bu da beni işsizliğe sürüklüyor babam gibi. içten içe şiddet yanlısıyım ama güçsüz kollarım sadece kendime zarar vermeye yettiği için içime atıyorum nefretimi.  gecenlerde bi konuşmada anneannem de demişti baban gibisin. eski sevgilim ve bu yaz ayrılıp yakın zamanda barıştığım sevgilimde dedi.
bu kadar çok duyduğum için alıştım bilemiyorum. bi payı vardır ama en büyük pay kimse görmesede ben farklılıklarımın farkındayım. onun kadar vicdansız değilim. istediğim halde uyuşturucuya başlamamak için kendimi tutuyorum. her ne kadar bazı konularda nefsime hakim olamasamda. ve sanırım onun kadar bencil değilim.
bilemiyorum bi şeyler bi şeyler var işte ama artık umurumda değil.

2 Nisan 2015 Perşembe

bi hevesle açtığım biloğum (bilerek bilok yazdım ) sıkıntıdan yapıcak bir şey bulamadıpım zaman girdiğim bi yer oldu. okuma konusunda değil yazma konusunda. 3-5 kişi takip ediyorum zaten bana insan önerin sevinirim.
ben çok sıkıldım her şeyden. aaa ne farklı slk yha diyo olabilirsin ama ben nedenini bilmediğim bir sebepten ötürü hiç bir duyguyu tadında yaşayamıyorum. mutsuzsam ölmek istiyorum ya da tam tersi. hani az mutsuzluk ya d akeyfim yerinde değil durumları olmuyor. kötü olan her duruma 1 den 9 a kadar her kötü duruma aşırı üzülüyorum. acıtasyonu da seviyorum o ayrı mesele. kendi kendime acı diliyorum. her şeyin sonunu kötüye bağlıyorum hüzünlü bir anıyı baska bir hüzne bağlıyorum filan abi ölümüne mutsuzum ya ve bunu çok seviyorum lanet olsun. ama sıkılmak ayrı mesele şimdi konudan saptım. boş boş vakit gecirmekten sıkıldım artık. bi bok yaptığım yok. param yok ondan sıkılıyorum. ya hiç bir şey ilgimi çekmiyor. ,
arkadaslar bir de ben ilişkimden çok sıkıldım heyecan istiyorum ben yeni yeni insanlar tanımak onları keşfetmek istiyorum. birine hayran olmak onun gözüne girmek filan istiyorum. şimdi bizim 4. ay bitmek üzere 5. aya bi kaç gün kaldı ve monotonluktan gebericeeeeeğğm. şakayla karışık biraz ciddi of sıkıldım ha ben ne kadar monoton bi ilişki diyorum heyecan katsana hep ben mı yapıcam diyorum o da önceden olsa baska tepki verirdi ama en napıcan ben böyle monoton bi insanım dei. a aaa ben şok ben iptal. bunu ona söyleyeyim mi. bence söyleyim. evet şu an karar verdim konuşacam bakalım ne dicek.
sizde de oluyordur hani yoldan gecen tatlış çocuklara içiniz gidiyordur ya da karizmalara, tam tipiniz olan tiplere vs vs vs abi içim gitti deyimi bende öyle bi oluyor ki depresyona giricem, misal gördüm birini kalbimin damarları bir yay gibi oluyor sanki bungee jumping yapıyor. kötü bi his ama bu heyecanlı değil. moralim bozuluyor. asla elde edemicem gibi şeyler düşünüyorum, bazen ağlıyorum,  1 hafta suratım asık gezdiğim oluyor şıpsevdi miyim ayran gönüllü müyüm oruspu ruhlu muyum neyim ben. zoruma gidiyor la, bak bi şey daha anlatıcam; horneti açtım ben yine gecen sefer yakalandım diye (bu da baska bi hikaye anlatırım sonra asdfgh ) yarı çıplak foto kattım belden yukarı, tabii ki de daha fazla rağmet gördü zaaa xd bak ama sonra foto share ( ilk defa foto share diye sacmaladım ama hoşuma gitti asdfasd ) yapıyoruz. ölümüne yavsıyorlar hiç şaşmadı bak bu çıplaklı foto koyduğum hesapta ama bende boyfriend olduğundan ve hiç birini beğenmediğimden kanka ayağına yatıyorum. taaaaaaaaaaaaaa kiiiiiiiii özel foto açan o çocuğa kadar. ya bıyığı sakalı ten rengi boynu hele sarışında da ya 4x4 işte ama ne dedi bana " beğenmedim". ya neden neden neden..... neden bir kere benim istediğim biri beni istemiyor bunun gibi kaç tane örnek verebilirim. bak şimdi M ile birlikteyim M beni istiyor tamam tamam çok istiyor sevio filan (önemli nokta bu değil diye gecistiriyorum basit gördüğümden değil bende onu sevmiyor değilim tamam ölümüne aşık değilim hatta hiç aşık değilim ama seviyom la ) sonra M2  var ilişkim olduğunu bildiği halde kopamıyor benden sonra C ayırmak için ne dil döktü yoldan alı koydu abi resmen kaçırıldım ya, A vardı bi de.. ya var işte elde etmek isteyen beni isteyen çok isteyen var ama ben onların hiç birini istemiyorum.. benim sevdiğim hoşlandığım peşinden koştuğum beni beğensin la bi kere , bir kere lağn amk bir kere. hep reddediyorlar. bıktım.
vize haftasındayım, gece 12 den önce ders çalışamıyorum bu evde tv insanların sesi zaten mutfakta çalışıyorum e evde dublex değil bütün odalar oturma odasına açılıyor. odam zaten yok çalışma masası yüzü görmeyeli 9 sene oldu. artık yaslanmazsam belim ağrımaya baslıyor. bahane mi bunlar hayır engel. bekliyorum tv kapansın yengem 2 çocuğuyla yukarı çıksın insanların sesi kesilsin de ders çalışayım kaça kadar çalışacam 3 e kadar kaçta kalkıcam 6-7 e ben 2 saat yol gidiyorum zaten sonra sınava gir lan zaten depresiflikten kendimde değilim ne kadar verimli gecicek ki sınavlar. bok gibi tabii kide. kütüphane tıklım tıklım, uykusuz yorgun argın kütüphaneye de gidilmiyor ağbiiciiğm eve gelip dinlenmek sonra ders çalışmak istiyorum ama gelip dinlenemiyorum  ki. usandım yoruldum. inş mezun olucam. neyse ki reel analizi çok seviorum mutlu ediyor beni. nasıl eğlenceli bir ders bayılıyorum ya.
bu kadar galiba benden. sıkıldım . öptm by.